27 Ocak 2011 Perşembe

AFFETMEK VE UNUTMAK ÜZERİNE



AFFETMEK VE UNUTMAK NEDEN ZORDUR??

Sizin de dahil olduğunuz her ilişkide, karşı tarafa kızmanıza ya da karşı tarafın size kızmasına neden olacak bir olayın yaşanması kaçınılmazdır.

Şüphesiz, hepimiz “affetmek ve unutmak” deyişini duymuşuzdur; ama biz “affetmenin ve unutmanın” işinize yaramadığına inanıyoruz. 

Bizce, pek çok durumda aslında unutmazsınız; işte nedeni, 

Hiç fark ettiniz mi, birşeyi “unutmak” için ne kadar uğraşırsanız, sonuçta ona o kadar odaklanırsınız. 

Biri size “Maviyi düşünme”, “Maviyi düşünme”, “Maviyi düşünme” derse, ne kadar uğraşırsanız uğraşın, büyük ihtimalle, gözünüzde maviyi canlandırmaktan ve maviyi düşünmekten kendinizi alıkoyamazsınız. 

Aynı şey, duygusal boyutu olan olumsuz bir durumu “unutma”ya çalıştığınız zaman da olur.
  
Ne kadar uğraşırsanız uğraşın, basitçe unutamazsınız.
  
Affetmek ya da unutmak yerine, affetmeniz ve sorunun sizden uzaklaşmasına izin vermeniz gerektiğine inanıyoruz. 

Pek çok insan, eşi tarafından aldatıldığında, o ya da bu şekilde kötü muameleye maruz kaldığında, duygusal olarak incindiğinde ve sevilmediğini ya da kendisine değer verilmediğini hissettiğinde, nasıl affedebileceğini bilmek ister. 

Deneyimlerimize göre, bir ilişkiyi düzeltmek, affetmenin ötesinde bazı şeyler gerektirir. Sorunun sizden uzaklaşmasına izin vermeniz de gerekir. 

İyi de neyin uzaklaşmasına izin vereceksiniz? 

Birini affetmekte zorluk çektiğiniz durumların çoğunda, sanki sizi tutan birşey vardır. 

Bu durum, genellikle, haklı çıkma, onurlandırılma, doğru olma ve hakkını koruma ihtiyaçları; intikam tutkusu ve korkudan kaçamama şeklinde kendini gösterir. 

Öyleyse, birşeyin sizi tuttuğunu hissettiğinizde esasen yaptığınız, size bir şekilde hizmet eden, ama ilişkiyi düzeltmeniz konusunda adım attırmayan birşeye takılıp kalmaktır. 

Eckhart Tolle, “Ş.i.m.d.i’nin Gücü”nde, olumsuzluktan nasıl kurtulunacağını anlatır. Aynısının, körü körüne bağlılıklardan kurtulmak için de geçerli olduğuna inanıyoruz. 

Tolle’un yanıtı şöyle: “Onu bırakarak. Elinizde tuttuğunuz bir parça kızgın kömürü nasıl bırakırsınız? Taşıdığınız ağır ve yararsız bir bavulu nasıl bırakırsınız? Acı çekmek ya da bu yükü daha fazla taşımak istemediğinizi anlayarak ve sizden uzaklaşmasına izin vererek.” 

Bunu yapmaya karar verin yeter...

Aşağıda, açıklamasıyla birlikte, “39 Günlük Affediş Duası” yer alıyor. İşe yarıyor!

“39 gün boyunca her gün, tek başınıza iken ve gizli olarak, aşağıdaki sözleri söyleyin:

''(Ad), bana ve sevdiklerime yaptığın her şey için teşekkür ederim. Sana yaptıklarım için beni affetmeni diliyorum. 

Yeni bir ilişkiye başlamamıza izin ver... 

(Kendi adınız), seni seviyorum. Olağanüstü ve çok güzel bir insansın; seni onaylıyorum.'' 

Bu dua son derece basit, son derece sağlam, son derece etkilidir. 

Sizi incitmiş birine teşekkür ederek, kendinizi az da olsa o insanın yerine koyuyor; herkesin bizim bilemediğimiz dürtülerin etkisiyle hareket ettiğini ve başınıza gelen her şeyin kendi gelişiminiz ve iyiliğiniz için olduğunu anlıyorsunuz. 

Kendinizi affederek, ilişkide rolünüz olduğunu kabul ediyorsunuz. Kendinize kendinizi sevdiğinizi ve onayladığınızı söyleyerek, yaşamınızda size gerçekten yardımcı olabilecek tek insana -kendinize- güç katıyorsunuz.

3, irade, eylem ve görünmenin üçlü kutsal etkisini temsil ediyor. 

9, o kişi nedeniyle duyduğunuz üzüntü, kızgınlık ve dargınlığı sona erdiriyor. 

Duanın kendisi, hem kendinizi, hem de sizi inciten insanı yeni bir gözle görmenizi sağlıyor. 

Değiştirmeye çalıştığınız tek şey, kendiniz ve duygularınızdır. 

İlişkiye gelince, bekleyip görün. 

39 günün sonunda bu kişiye karşı neler hissettiğinize siz de şaşıracaksınız.” 

 Susie ve Otto Collins

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder