Hepimiz zaman zaman kırılmış, kızmış, gel gitler yaşamışızdır...karşımızdakinin kim olduğu şu an için önemli değil..aileden biri olabilir, dostlardan biri, bir sevgili hatta...daima kendi açımızdan bakıp yaşananlara, kendimiz için değerlendirir ve kırılganlığı çoğaltırız...gerçek bu...ama bu gerçek bizim olması gerekenden daha fazla üzülmemize, kırılmamıza ve çoğu zaman içimizde onarılamayacak yaralar açılmasına neden olur...
Kişisel gelişim yazılarının meraklısı bir kırılgan olarak ben de yeni yeni öğreniyorum ki aslında insan ne yapıyorsa kendisine yapıyor...başkası yüzünden üzülmek bile kendimizden bir çok şeyi alıp götürüyor...
Az önce okuduğum ve aşağıda okumanızı tavsiye ederek paylaştığım yazı içsel bir hesaplaşma belki de...kendimize doğruları itiraf etmedikçe, karşımızdakinin yerine koyamadıkça üzüntü katlanmaya devam edecek...ve o kadar büyüyecek ki düşüncelerimizin çoğunu kaplar hale geldiğinde günlük hayatımızı etkilemeye başlamış olacak...
İtiraf edelim ki hepimiz en çok sevdiğimiz kişiye kırılır, en büyük yarayı ondan alırız...hayatımızdan çıkarmak da bir o kadar zor olur...bize zarar vermesini önlemenin en güvenli yolu onu kendi yolunda bırakabilmek ve affedip kendi hayatımıza sağlıklı bir şekilde devam edebilmektir..
Kolay olduğunu asla söyleyemem ama gerçekleştirene dek iç huzuru sağlamış olamayız...
Başkaları için değil kendimiz için yaşamayı öğrenmeye başlamanın belki de en doğru zamanı şu an...
Lütfen vaktinizi ayırın ve okuyun ne demek istediğimi çok daha iyi anlatabilmiş olacağım...
''Seni kabul etmeyi seçiyorum.
Bu sefer seni affetmiyorum.
Senin için üzülmüyorum.
Sana kırılmıyorum.
Sinirlenmeyen beni sinirlendirmeni, tanımadığım öfke duygusunu içimde yeşertmeye başlamanı kabul etmiyorum bu sefer.
Bu sefer seni kabul ediyorum.
Tanrı yardımcım olsun ki, ruhum ve zihnimin onayladığı bu karara tüm hücrelerim de katılsın istiyorum.
Seni, senin için affettiğimi düşünüyordum.
Sana, senin için üzüldüğümü sanıyordum.
Beni kırdığını, kızdırdığını sanıyordum.
Şimdi seni, benim için kabul ediyorum.
Sana ruhumun elini uzatıyorum.
Sana yüreğimi sonuna kadar açıyorum, sadece kendim için.
Kirlerimi temizlediğimi zannediyordum, tortuların bana yaptığını fark edinceye kadar.
Çoğalmalarına izin vermiyorum, beni başkalaştırmana karşı çıkıyorum.
Bana ne öğretmeye çalıştığını ancak seni kabul ederek anlayabileceğimi biliyorum.
Hayatımsın, hayatımdasın.
Ve seni hayatımda tutmaya devam etmek istiyorum.
Kendim için, aynı köklerden geldiğimiz için, dalımı kaybetmemek için.
Senin için yapabileceğim hiçbir şey olmadığını anladım, ta ki sen isteyene kadar.
Artık haddimi aşmıyorum.
Seni olman gereken yere teslim ediyorum.
Senin için endişelenmiyorum.
Olman gereken yerde, olman gerektiği kadar güvende olduğunu biliyorum.
Seni kabul ediyorum.
Senden aldığım zararları da teşekkürlerimle kabul ediyorum.
Bana öğretmeye çalıştığına minnettarım.
Neredeyse beni öldürmeye uğraştığını düşündüğüm anlardaki kızgınlıklarım, hasta olduğunu yetersiz olduğunu düşündüğüm anlardaki acımalarım, büyük davranmam gerektiğini düşündüğüm anlardaki aflarım, sana inemeyeceğimi düşünerek seni kaldırmaya çalışmalarım için özür dilerim.
Seni, -birliğin içinden çekip herkesten daha çok sevdiğimi sandığım, evrene hadsizlik yapıp senin için en iyisini bilebileceğimi, seni herkesten çok koruyabileceğimi sandığım için özür dilerim.
Hep iyi taraf olup sana kötüyü bıraktığım için, her olumlama sözcüğüm, her öğüdüm, sana uymayan her bakış açım, sana benzemeyen her yanım için özür dilerim.
Haksızlığa uğradığımı düşünüp, kendimi kurban saydığım için özür dilerim.
Tüm bu egolarım ve bunların tam olarak yeni farkına vardığım için özür dilerim.
Aslında uzun zamandır farkında olduğum halde, ne yazık ki içselleştiremediğim için özür dilerim.
Oyununa geldiğim, öğrenimimi uzattığım için üzgünüm.
Seni, tam da sen olarak kabul ediyorum ve tam da ben olarak.
Seni hayatımda tutmak istiyorum.
Yaptıklarına değer vermiyorum, sözlerine anlam yüklemiyorum, düşüncelerini önemsemiyorum, hissettiklerine saygı duymuyorum artık.
Sadece sana saygı duyuyorum.
Sadece seni seviyorum.
Hepimizden biri olduğun için…
Benim köklerimden olduğun için…
Ve kendimi sevdiğim, kendime saygı duyduğum için.
Egosu azalmış bir benle seni kabul ediyorum…''
(Emel Ergün)