29 Ekim 2014 Çarşamba
26 Ekim 2014 Pazar
BEKLENTİSİZ SEVMEK NASIL BİR ŞEY?
Hiç beklentisiz sevdiniz mi?
Yani "Bugün telefon etmedi" demeden, "Şu an nerede acaba?" diye kendi kendinizi yemeden, "Yaş günümü hatırlayacak mı acaba?" diye bir beklenti içine girmeden...
...Sevdiniz mi hiç?
Onun, size ait bir mal olmadığını kabul edip , onu özgür yaşamı ile sevmeyi denediniz mi? Yanındaki erkek arkadaşına aldırmamayı öğrenip ama aldırmıyormuş gibi yapmadan, gerçekten aldırmadan, "Bitecekse biter , bunu ben değiştiremem, beni sevmeyi bırakmasını değiştiremeyeceğim gibi" diye düşünüp.Onu yersiz kıskançlıklara boğmaktan ve kendinizi yıpratmaktan vazgeçebildiniz mi hiç?
Hiç beklemeden çalan bir kapıda, onu karşınız da görmek ne güzeldir bilir misiniz?Beklemediğiniz bir anda hediye almak en sevdiğinizden...Ve beklemeden gelen bir "seni seviyorum" mesajınıntadına varabildiniz mi hiç?
Siz istediğiniz için değil, o istiyor diye yapıldı mı tüm bunlar? Ve beklentisiz sevmenin tadına bakabildiniz mi hiç? "Bugün beni hatırlamadı" yerine "Hiç beklemiyordum, senin geleceğini" diyebilmek ne güzeldir oysa...
Onu boğmadan, kendinizi boğmadan sevebilmek ne güzeldir... Sahiplenme duygusundan uzak, sevmenin, sevilmenin tadına varabildiniz mi hiç?
Yapılmamış davranışlar, söylenmemiş sevgi sözcükleri ile kendi kendinizi aşk çıkmazında kaybedeceğinize,Hiç beklenmeyen bir demet çiçekle mutlu oldunuz mu?
Beklentisiz sevin... Ben, beklentisiz seviyorum...
"Niye aranmadım" diye düşünüp kendini kendinizi yiyeceğinize, hiç beklenmedik bir "Seni özledim"mesajı ile aşkı yakalayın..
Beklentisiz sevin... Ben, beklentisiz seviyorum...
O, sizin sevgiliniz oldu için değil. Ona tapulu malınız gibi, çantanız, arabanız gibi davranma hakkınız olduğunu düşünmeden. Onu sevdiğiniz, onun da sizi sevdiği için sevin...
Sevgiye karışan "beklenti" denen illeti hemen silin aşkın ak sayfalarından...Göreceksiniz ki, o zaman aşk, başka bir güzel...Göreceksiniz ki, o zaman sevgili, daha bir romantik...Göreceksiniz ki, o zaman sevmek ve sevilmenin damaklarda bıraktığı tat, yıllanmış şarap gibi, beklenti zehrine karışmadan bir başka döndürüyor insanın başını..
Ben, beklentisiz seviyorum...
Onun nerede olduğunu merak etmiyorum... "Beni bugün neden aramadı" diye geçirmiyorum içimden, aramadığı zamanlarda... Geleceğe dair hayallerim de yok zaten...
Ben, sevgiyi yaşıyorum...
Onun yanımda olduğu anlar o kadar değerli,o kadar kıymetli ki... Gerçekleşmemiş ve gerçekleşmeyecek beklentilerle mahvetmiyoruz o anları...
Beklentisiz seviyoruz... Sevdiğimiz için seviyoruz...
Hayalsiz, geleceksiz, beklentisiz... Anlık seviyoruz...
Deneyin... Beklentisiz, sevmeyi deneyin bir gün...Beklentilerle boğduğunuz aşklarınıza acıyacaksınız...
Hiç beklemeden çalan bir kapıda, onu karşınız da görmek ne güzeldir bilir misiniz?Beklemediğiniz bir anda hediye almak en sevdiğinizden...Ve beklemeden gelen bir "seni seviyorum" mesajınıntadına varabildiniz mi hiç?
Siz istediğiniz için değil, o istiyor diye yapıldı mı tüm bunlar? Ve beklentisiz sevmenin tadına bakabildiniz mi hiç? "Bugün beni hatırlamadı" yerine "Hiç beklemiyordum, senin geleceğini" diyebilmek ne güzeldir oysa...
Onu boğmadan, kendinizi boğmadan sevebilmek ne güzeldir... Sahiplenme duygusundan uzak, sevmenin, sevilmenin tadına varabildiniz mi hiç?
Yapılmamış davranışlar, söylenmemiş sevgi sözcükleri ile kendi kendinizi aşk çıkmazında kaybedeceğinize,Hiç beklenmeyen bir demet çiçekle mutlu oldunuz mu?
Beklentisiz sevin... Ben, beklentisiz seviyorum...
"Niye aranmadım" diye düşünüp kendini kendinizi yiyeceğinize, hiç beklenmedik bir "Seni özledim"mesajı ile aşkı yakalayın..
Beklentisiz sevin... Ben, beklentisiz seviyorum...
O, sizin sevgiliniz oldu için değil. Ona tapulu malınız gibi, çantanız, arabanız gibi davranma hakkınız olduğunu düşünmeden. Onu sevdiğiniz, onun da sizi sevdiği için sevin...
Sevgiye karışan "beklenti" denen illeti hemen silin aşkın ak sayfalarından...Göreceksiniz ki, o zaman aşk, başka bir güzel...Göreceksiniz ki, o zaman sevgili, daha bir romantik...Göreceksiniz ki, o zaman sevmek ve sevilmenin damaklarda bıraktığı tat, yıllanmış şarap gibi, beklenti zehrine karışmadan bir başka döndürüyor insanın başını..
Ben, beklentisiz seviyorum...
Onun nerede olduğunu merak etmiyorum... "Beni bugün neden aramadı" diye geçirmiyorum içimden, aramadığı zamanlarda... Geleceğe dair hayallerim de yok zaten...
Ben, sevgiyi yaşıyorum...
Onun yanımda olduğu anlar o kadar değerli,o kadar kıymetli ki... Gerçekleşmemiş ve gerçekleşmeyecek beklentilerle mahvetmiyoruz o anları...
Beklentisiz seviyoruz... Sevdiğimiz için seviyoruz...
Hayalsiz, geleceksiz, beklentisiz... Anlık seviyoruz...
Deneyin... Beklentisiz, sevmeyi deneyin bir gün...Beklentilerle boğduğunuz aşklarınıza acıyacaksınız...
-ALINTI-
BAHARI GETİRDİM SANA....
Elinden tuttuğumuz her sevgili, bizi sürükleyip, kendi iç dünyamızın derinliklerinde bir keşif gezisine çıkarır. Her ilişki, benliğimizde bir kazıdır aslında,...her sevda ruhumuzun bir başka yüzü... Her aşkta kendimizi ararız, o yüzden bulduklarımız benzerimizdir.
Resimlerini yan yana koyun sevdiklerinizin ve dikkatle bakın yüzlerine, onların suretlerinden kendi yüzünüz bakacaktır size... Aşk denilen kaleydoskobun buzlu camına gözünüzü dayadığınızda,binbir cam rengarenk ışıklar saçarak döndüğünde,her seferinde bambaşka şekiller ördüğünü görürsünüz.Her camda, farklı bir renginiz vardır; her şekildesizden bir parça...
Aşklarınız hülasanızdır. Sevdiginiz her adam, beğendiğiniz her kadın farklı ruh hallerinizi ele verir; arada bir çevirdiniz mi kaleydoskobu, cam paralar yer değiştirip yeni şekiller alır; hepsi siz...
Sevgilinizin gözlerindeki dolunay,sizdeki ışığın yansımasıdır aslında; dilindeki sizin ilhamınız, tenindeki sizin yansımanızdır. Yoksa halâ bir sevdiğiniz, o henüz kendinizi bulamadığınızdandır...
Aşk, narsizmdir. Sevda, çevrildikçe içinizin farklı ışıklarını yakan eğlenceli bir kaleydoskop gibi başımızı döndürüyor. Ve biz, hep baharı takip ederek dünyayı gezen bir gezgin gibi içimizdeki eski baharları arıyoruz.
Narcissusu’u bilirsiniz; Öyle heybetli ve güzelmiş ki,bakmaya dayanamazmış kendine... Gün boyu ayna karşısına geçip kara gözlerini, incecik burnunu,dar kalçalarını, kıvırcık saçlarını seyredermiş hayran hayran... Bir gün ırmak kenarında gezinirken, sudaki yansımasına ilişmiş gözü. Uzanıp, iyice bakmak istemiş. Tam gördüğünde kendisini,dengesini kaybedip düşüvermiş ırmağa, kapılıp gitmiş suya... Yeryüzünün en güzel insanının öldüğünü duyan Tanrı, unutulmaması için O’nu her bahar açan güzel kokulu bir çiçeğe dönüştürmüş...
Narcissus, nergis olmuş. Kıssadan hisse, benden size tavsiye, taze bir nergis verin bugün sevgilinize... Sonra da, nerede baharsa mevsim, rotasını oraya çevirip içinizdeki eski baharlara koşan bir gezgin gibi “Bahar getirdim sana” deyin. Baharın elinizde olduğunu unutmadan.. Gözlerindeki ırmağa baktığınızda kendinizi göreceksiniz; dikkat edin de hayran olup düşmeyin... Düşüp bahar kokulu bir çiçeğe dönüşmeyin..."
-ALINTI-
BEN KADINIM.....
"BEN KADINIM…Gururun olurum bazen. Hiç ummadığın zamanda zekâmla şaşırtır, yine beklemediğin bir anda aptalı oynayarak hayretler içerisinde bırakırım seni. Farklı özelliklerimle yaşamına renk katarım. Biraz gizemli, biraz tutkulu. Bazen de isteyerek aptal...
Cesaret edemeyeceği kadar güçlü. Ama bir o kadar da kırılgan ve narin. Hiç beklemediğin bir anda kırılıveren, bir yüreğe sahibim. Bu anlarda beklerim sevgi sözcüklerini. Korkma şımarmam. Sevgini duymak isterim senin ağzından .
BEN KADINIM…Çelik gibi sağlam, bir o kadar da naif. İçime karlar yağar bazen, üşür yüreğim, incinirim ufacık bir sözden. Sevgini hissetmek ısıtır beni, yakar bedenimi kulağıma fısıldadığın o iki kelime...
BEN KADINIM…Sana senin canından can verebilir, o canlara gözümün bebeği gibi bakarım. Tıpkı ve hâlâ sana baktığım gibi..."
Bella Conoscenza
18 Ekim 2014 Cumartesi
Yaş 35 Yolun Yarısı Eder
Onunla olan erkeğin her şeye hazır olması gerekir.
“Yaş otuz beş, yolun yarısı eder” deyince şair, yolu yarılayan kadınlar aklıma gelir.
Ne aradığını ya da ne aramadığını bilen kadınlar.
Aşkı, sevdayı mutlaka tatmış olurlar.
Bu nedenle onları yüzeysel duygularla kandırmak mümkün değildir.
Aşkın da aşksızlığın da kokusu bu kadınlara sizden önce gelir.
Ömrünün diğer yarısını kendini geliştirmeye adayacağından bilinçleri doruğa yükselir.
Akıl ve bedenle birlikte girdiği ortama renk ve ışık verir.
Yolu yarılayan kadınlarla kolay ve zor bir hayat iç içedir. Sevgisinde de ,öfkesinde de cömerttir.
Evet anlamına gelen kadınsı hayırlarla kapris yapılmayacağını çoktan öğrenmiştir.
Erkeğin ne ardından gelir, ne de ilerisinde olmak için didinir.
Yan yana ,can cana duruşlar tercihidir.
Bazen bir anne şefkati, bazen de bir aslan kükremesi ile şaşkınlığa çevirir.
Onunla birlikte olan erkeğin her şeye hazır olması gerekir.
Yolu yarılayan kadınlar duygularını yaşamasını bilir.
Davranışları sebepsiz değildir.
Kalbi kırıldıysa ağlar, ağlayışının sebebi erkeğin ona sunacağı sevgi değildir.
Mutluysa kahkahalar atar, gülüşünün sebebi dikkat çekmek değildir.
Seviyorsa kıskanır, kıskanç oluşunun sebebi kendine güvensizlik değildir.
Üzgünse omuz arar, destek istemesi çaresizliğinden değildir.
Suskunsa sebebi vardır, kendi haline bırakılması gerekir.
Yolu yarılayan kadınların hissiyatı kuvvetlidir.
Aldatıldığını sezgilerini kullanarak gün ışığına çıkarır.
Veda vakti geldi demenize bile gerek yoktur.
O verdiğiniz mesajı çoktan anlayıp kendi yolunu tutmuştur.
Her gidiş kadını daha da kadınlaştırır.
Gidenin ardından bakacak kadar hayatın uzun olmadığını anlamıştır.
Ve gizem kadına en çok bu yaşlarda yakışır.
11 Ekim 2014 Cumartesi
Kadın'a Dair
Kadının çoğu zaman ne hissedip ne yapacağını kestirmek mümkün değildir doğru..en umulmadık zamanlarda olmayacak tepkilerle karşılarız yaşadıklarımızı...
Amaa değişmeyen şeyler de yok değil yaradılışımız gereği...
Anonim bir yazı denk geldi nette dolaşırken ve ucundan, kenarından biz kadınları anlatıyor...Buyrun beyler size tüyolar kadınlara dair...
.. senin adınla başlayan dualar... ve biten senin adınla... onu susturma!
Bir kadın seni seviyorsa sana zarar veremez... yalnız genç adam, kadınlar vazgeçtikleri adamlara da acımayı beceremez bu da kalsın aklında...
Bir kadın seni seviyorsa koklayarak öper seni,
Seni seven bir kadın, sevdiği kadar sarılabilirse kemiklerin kırılır.
Ve bir kadın seni seviyorsa sen ne kadar güçlüysen o kadar güçlü hisseder kendini, onu yanıltma.
İlk darbede yere çakılma oğlum,
İlk imtihanda sınıfta kalma!
Ve asla,
Ama asla!
Araya umutsuzluğu sokma.
Orasıdır kadının şah damarı, umudu...
Kesildiği an, vazgeçer kadın.
Sevmekten,
Beklemekten,
Özlemekten,
Hatta dua etmekten...
Can havliyle, kaçar.
Yakalayamazsın.
Artık o kadını üstüne alınamazsın.
Sahip çıkamadığın kadına hesap da soramazsın.
Kadınları bomba gibi düşün genç adam... yanlış kabloyu kesersen onunla birlikte sen de patlarsın...
Bak oğlum!
Bu hayatta her şeyi alırsın, yalnız seni seven kadının yoktur fiyatı.
Seni her şeye rağmen sevebilen kadını satın alamazsın,
Cüzdanın kilo kaybettikçe, sevgileri eksilen sevgililerin olur en fazla...
Falan filan sonra,
Bilirsin ya...
Sen sen ol, o kadını satma!
Bir kadın seni seviyorsa kavga eder.
Hem birazdan boğazına yapışacak sanırsın, hem görürsün gözlerindeki korkuyu.
Kadınlar susmaz genç adam, susmuş kadın gitmiş kadındır.
Susmuş bir kadın için bitmiş bir adamsındır.
Bu kadınların değişmez ve değiştirilmesi teklif bile edilemez olan maddelerinden biridir.
Kadın olmanın kuralıdır...
Bir şey daha vardır ki,
Kuştur kadın,
Ve bir gökyüzü vardır her kadının...
Öyle bir havan olmalı ki adamım,
Senden göçmediği için, onu dondurmamalısın...
Bunu, bir zamanlar seni gökyüzü ilan etmiş kadının, başka bir gökyüzünde kahkaha atışını duyunca anlarsın...
Amaa değişmeyen şeyler de yok değil yaradılışımız gereği...
Anonim bir yazı denk geldi nette dolaşırken ve ucundan, kenarından biz kadınları anlatıyor...Buyrun beyler size tüyolar kadınlara dair...
.. senin adınla başlayan dualar... ve biten senin adınla... onu susturma!
Bir kadın seni seviyorsa sana zarar veremez... yalnız genç adam, kadınlar vazgeçtikleri adamlara da acımayı beceremez bu da kalsın aklında...
Bir kadın seni seviyorsa koklayarak öper seni,
Seni seven bir kadın, sevdiği kadar sarılabilirse kemiklerin kırılır.
Ve bir kadın seni seviyorsa sen ne kadar güçlüysen o kadar güçlü hisseder kendini, onu yanıltma.
İlk darbede yere çakılma oğlum,
İlk imtihanda sınıfta kalma!
Ve asla,
Ama asla!
Araya umutsuzluğu sokma.
Orasıdır kadının şah damarı, umudu...
Kesildiği an, vazgeçer kadın.
Sevmekten,
Beklemekten,
Özlemekten,
Hatta dua etmekten...
Can havliyle, kaçar.
Yakalayamazsın.
Artık o kadını üstüne alınamazsın.
Sahip çıkamadığın kadına hesap da soramazsın.
Kadınları bomba gibi düşün genç adam... yanlış kabloyu kesersen onunla birlikte sen de patlarsın...
Bak oğlum!
Bu hayatta her şeyi alırsın, yalnız seni seven kadının yoktur fiyatı.
Seni her şeye rağmen sevebilen kadını satın alamazsın,
Cüzdanın kilo kaybettikçe, sevgileri eksilen sevgililerin olur en fazla...
Falan filan sonra,
Bilirsin ya...
Sen sen ol, o kadını satma!
Bir kadın seni seviyorsa kavga eder.
Hem birazdan boğazına yapışacak sanırsın, hem görürsün gözlerindeki korkuyu.
Kadınlar susmaz genç adam, susmuş kadın gitmiş kadındır.
Susmuş bir kadın için bitmiş bir adamsındır.
Bu kadınların değişmez ve değiştirilmesi teklif bile edilemez olan maddelerinden biridir.
Kadın olmanın kuralıdır...
Bir şey daha vardır ki,
Kuştur kadın,
Ve bir gökyüzü vardır her kadının...
Öyle bir havan olmalı ki adamım,
Senden göçmediği için, onu dondurmamalısın...
Bunu, bir zamanlar seni gökyüzü ilan etmiş kadının, başka bir gökyüzünde kahkaha atışını duyunca anlarsın...
Bir Erkeğin İtirafı
Bir erkeğin kaleminden bunları okuyabilmek bile yetti doğrusu, özeleştiri şart dediğimiz günlerde kadın - erkek hepimizin aklı bu kadar karışıkken iyi geldi cidden..Kalemine sağlık Ömür Özdemir...
Tanrı bizi affetsin !!-
Dünyanın en iyi esprisini bile yapsak mal mal bakan kadınlar için en berbat esprimize bile ayıp olmasın diye kahkaha patlatan kadınları üzdük.
- Kanal değiştirirken bile maç denk gelmesine tahammülü olmayan kadınlar için gecenin köründe halı saha maçımızı izlemeye gelen kadınları üzdük.
- En son okuduğu kitap Cin Ali Tatilde olan kadınlar için elinden Hegel, Sartre, Descartes kitapları düşürmeyen kadınları üzdük.
- Elleri takma tırnak yapıştırıcısı kokan kadınlar için elleri mandalina kokan kadınları üzdük
.- Konu eski sevgilisine gelince “Allah belasını versin pisliğin, geberir inşallah” diyen kadınlar için konu eski sevgilisine gelince “Boşver ya konuşmayalım, canı sağolsun” diyen kadınları üzdük.
- Her sabah uyanır uyanmaz suratına 30 kilo boya süren kadınlar için makyajsız da güzel olan kadınları üzdük.
- Aşağıya inip taksiciye para ödesene! diyen kadınlar için paraya sıkıştığımızda varını yoğunu veren kadınları üzdük.
- Ayı gibi oldun diye burun kıvıran adonis manyağı kadınlar için “oy ben senin göbüşünü yerim” diye sevip göbeğimizi yastık yapan kadınları üzdük.
- Tencere görse bomba diye karakola götürecek kadınlar için Papua Yeni Gine mutfağını bile bilen kadınları üzdük.
- Arkamızdan iş çeviren kadınlar için arkamızdan ağlayan kadınları üzdük.
- Orasının burasının fotoğrafını gönderen kadınlar için zeytinyağlı yaprak sarması gönderen kadınları üzdük.
- Kullandığımız su bardağından tiksinip başka bardak arayan kadınlar için, sidikli donumuzu elinde yıkayan kadınları üzdük.
- Tırnağı kırılır diye portakal soymayan kadınlar için, hamsi temizleyen kadınları üzdük.
- Gittiği partilerde twerk yapan kadınlar için, halay çekerken elini tuttuğu kişi yabancı olmasın diye imtina eden kadınları üzdük.
- ”Karamel makiyato içmeden güne başlayamıyoruuuuuum!” diye triplere giren kadınlar için çay içerken serçe parmağını havaya kaldıran kadınları üzdük.
- Mekanda şişe açtırmayınca surat yapan kadınlar için, “Ben içmeyeyim de arabamızı kullanayım” diyen kadınları üzdük.
- Whatsapp’ta 7/24 online olup herkese mavi boncuk dağıtan kadınlar için Whatsapp durumunda “Hi there I’m using Whatsapp” yazan kadınları üzdük.
-”Bu gecenin hatrına alıver koynuna, sana yapacaklarım var” şarkısını baştan sona bilen kadınlar için “Ben seni sevdiğimi de dünyalara bildirdim” türküsüyle duygulanan kadınları üzdük.
- 2 kere 2’ye 5 diyen kadınlar için “bugün sevgili oluşumuzun 712.günü” diye hesap kitap yapan kadınları üzdük.
- ”Gel beni al” diyen kadınlar için “orada buluşalım” diyen r şey alayım mı?” diye sorunca bin tane şey isteyen kadınlar için “Sen gel yeter aşkım, evde her şey var” diyen kadınları üzdük.
- ”Paran yoksa ben de yokum” diyen kadınlar için “sen yoksan ben de yokum” diyen kadınları üzdük.
- Tanışma anındaki 3. sorusu “araban var mı?” olan kadınlar için, akbil kullanmaktan gocunmayan kadınları üzdük.
- İlişkinin birinci ayında tektaş bekleyen kadınlar için, ilişkinin 10. ayında aldığı çiçekle dünya mutlusu olan kadınları üzdük....
Ömür Özdemir
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)